Paylaşmanın Gücü
Bu eğitici ve öğretici hikaye, paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu vurguluyor. Paylaşmak, sadece bir şey vermek değildir; arkadaşlık, sevgi ve mutlulukla dolu bir dünyayı yaratmanın anahtarıdır. Bu hikaye, çocuklara paylaşmanın ve dostluğun önemini öğretir.
Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşayan iki yakın arkadaş vardı. Bu arkadaşlardan biri, adı Ali olan çok zengin bir çocuktu. Diğeri ise, adı Mehmet olan daha mütevazı bir ailenin çocuğuydu. Ali, her şeye sahip olmasına rağmen, çoğu zaman oyuncaklarını paylaşmak istemezdi. Mehmet ise sahip olduğu az şeyle mutlu olmayı öğrenmişti ve her zaman paylaşmanın önemini bilirdi.
Bir gün, Ali’nin babası ona muhteşem bir oyuncak araba aldı. Ali, bu yeni oyuncakla çok mutluydu ve onu yalnızca kendisi için sakladı. Mehmet, oyuncağa hayran hayran bakıyor, ancak arkadaşından onu denemek için izin isteyemiyordu, çünkü Ali’nin paylaşmayı sevmediğini biliyordu. Ali ise farkında olmadan arkadaşını üzdüğünü anlamadı. Günler böyle geçti, Ali tek başına oynuyor, Mehmet ise onu uzaktan izliyordu.
Bir sabah, köye büyük bir fırtına vurdu. Fırtına, Ali’nin oyuncak arabasını evin bahçesinden alıp götürdü. Ali, çok üzüldü ve arabasını kaybettiği için çaresizce ağlamaya başladı. Mehmet, arkadaşının bu halini görünce yanına gidip ona sarıldı. Ali, oyuncak arabasını kaybettiği için çok üzgündü, ancak Mehmet ona şöyle dedi: “Ali, önemli olan oyuncak değil. Biz arkadaşız, birlikte oynayabiliriz. Benim oyuncaklarımı kullanabiliriz, çünkü paylaşmak mutluluğu iki katına çıkarır.”
Mehmet, oyuncaklarını Ali ile paylaştı ve ikisi birlikte saatlerce eğlenceli vakit geçirdiler. O gün Ali, paylaşmanın ne kadar önemli ve değerli bir şey olduğunu anladı. Artık Ali, sahip olduğu her şeyi arkadaşlarıyla paylaşmayı öğrenmişti. O günden sonra köydeki çocuklar, Ali’nin oyuncaklarıyla birlikte oynarken Ali, paylaşmanın verdiği mutluluğu yaşıyordu.