İki Arkadaş ve Bir Dilek Ağacı
Ayşe ve Can, Dilek Ağacı’nın altında birlikte bir dilek tutarak paylaşmanın ve arkadaşlığın gücünü keşfederler. Bu hikaye, arkadaşlık ve paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu ve birlikte hayalleri gerçekleştirmenin mutluluğunu anlatıyor.
Bir zamanlar, Yeşil Köy adında güzel bir köyde yaşayan iki yakın arkadaş vardı: Ayşe ve Can. Bu iki arkadaş, her gün birlikte oyun oynar, köyün etrafındaki yeşil alanlarda koşar ve her macerayı birlikte yaşarlardı. Onlar için en önemli şey, dostluklarıydı. Ancak köyde herkesin çok sevdiği bir şey daha vardı: Dilek Ağacı.
Dilek Ağacı, köyün tepesindeki bir tepenin en yüksek noktasında büyüyen kocaman, yaprakları ışıl ışıl parlayan bir ağaçtı. Efsaneye göre, bu ağaçtan dilek dileyen herkesin bir dileği gerçek olurdu, ama sadece bir kişi her yıl dilek tutabilirdi. O yılın sonbaharında, Dilek Ağacı’nın dilek zamanı yaklaşıyordu. Köydeki herkes, özellikle çocuklar, dilek tutmayı çok istiyordu. Ama en çok Ayşe ve Can bu dileği tutmayı hayal ediyordu.
Ayşe, “Eğer dileği ben tutarsam, herkesin mutlu olmasını dilerim!” dedi.
Can ise, “Ben ise kocaman bir macera kitabı dilerim! Her gün yeni bir macerayı öğrenmek ne güzel olurdu,” diye karşılık verdi.
Bir gün, Ayşe ve Can tepeye çıktılar. Dilek Ağacı’nın yanına vardıklarında, ikisi de durdu. İkisi de dilek tutmak istiyordu ama sadece bir kişi dilek tutabilecekti. O anda, içlerini bir ikilem kapladı. İkisi de birbirine baktı ve kimin dilek tutacağını düşündüler. Ancak Can, duraksadı ve “Bu dileği ikimiz birlikte tutalım,” dedi. Ayşe şaşırmıştı. “Ama bu nasıl olur ki?” diye sordu.
Can gülümsedi. “Dilek dilemek sadece tek bir kişinin işi olmak zorunda değil. Birlikte bir dilek dileyebiliriz ve dileğimiz hem benim hayalimi hem de senin hayalini gerçekleştirebilir!” dedi. Ayşe bu fikri sevdi. İkisi de Dilek Ağacı’nın altına oturdular ve birlikte düşünmeye başladılar. Can, “Eğer dileğimizi paylaşabilirsek, bu dilek ikimiz için de çok daha anlamlı olur,” diye ekledi.
O an, Ayşe ve Can birlikte bir dilek tutmaya karar verdiler. “Herkesin mutlu olacağı ve birlikte paylaşarak harika maceralar yaşayacağımız bir dünya dileriz,” diye fısıldadılar. Dilek Ağacı’nın yaprakları hafifçe sallandı ve üstlerinden altın rengi bir ışık süzüldü. İkisinin de içi mutlulukla doldu. Dilek Ağacı onların dileğini kabul etmişti.
Ertesi sabah, köyde bir sürprizle karşılaştılar. Köyün ortasında kocaman bir kitap bulmuşlardı! Ama bu sıradan bir kitap değildi; bu, Can’ın hayal ettiği gibi bir macera kitabıydı. Ancak bu kitap, yalnızca paylaşarak açılabiliyordu. Her sayfası, Ayşe ve Can birlikte sayfaları çevirdiğinde yeni bir macera açıyordu. Kitap, her iki arkadaşın hayalini gerçekleştirmişti: Can için büyük bir macera ve Ayşe için birlikte paylaşarak mutlu olmanın keyfi.
O günden sonra, Ayşe ve Can, kitabın sayfalarını açarak köydeki herkese yeni maceralar anlattılar. Dileklerini paylaşarak tuttukları için, bu dilek sadece onların değil, tüm köyün bir parçası haline gelmişti.