Eski Saatin Laneti
Efe, terk edilmiş Zaman Konağı'nda bulduğu antika bir saatle karşılaştığında, sıradan bir keşif gibi görünse de işler korkutucu bir hal alır. Saatin içinde hapsolmuş olan karanlık bir güç, zamanı durdurmak için Efe'nin cesaretini ve zekasını sınar. Bu hikaye, sıradan görünen şeylerin ardındaki ürpertici sırları keşfetmenin tehlikelerini vurgular.
Küçük bir kasabada yaşayan Efe, antik eşyaları toplamayı çok seven bir çocuktu. Kasabadaki terkedilmiş evlerde dolaşır, eski ve unutulmuş eşyalar bulur, onları temizleyip evine getirirdi. Bir gün, kasabanın en eski ve en ürkütücü evi olan Zaman Konağı’na girmeye cesaret etti. Konağın kapıları gıcırdayarak açıldı, içeri adım attığında tozlu hava ve soğuk bir esinti onu karşıladı. Efe’nin içi ürperdi, ancak merakı korkusunun önüne geçti.
Efe, konağın büyük salonunda dolaşırken, köşede duran devasa bir antika duvar saati dikkatini çekti. Saat, oldukça eski görünüyordu, ancak sanki yıllardır hiç dokunulmamış gibiydi. Efe, saatin önünde durduğunda, içinde tuhaf bir his belirdi. Saatin sarkacı sessizce duruyordu, ancak etrafındaki hava sanki ağırlaşmıştı. Efe, saate dokunduğu anda aniden saat çalışmaya başladı. Tik tak sesleri boş salonun içinde yankılanıyordu, ama bu tik tak sesleri normal değildi; her vuruşta sanki bir şey uyanıyordu.
Birden saatin içinden derin bir ses duyuldu: “Zamanın geri dönüşü yoktur, ama seninle bir oyun oynayabiliriz.” Efe geriye doğru adım atarken kalbi hızla çarpmaya başladı. O an salonun kapıları birden kapandı. Saatin sarkacı hızlandıkça, etrafta tuhaf gölgeler belirmeye başladı. Bu gölgeler, sanki canlı gibiydi; hareket ediyor ve Efe’ye yaklaşıyordu. Efe, korkuyla saatin önünde ne yapacağını bilmeden donakaldı.
Gölge varlıklar yavaş yavaş etrafını sararken, saatin sesi daha da yükseldi. “Zaman seni yakalayacak!” dedi derin ve uğursuz bir ses. Efe, titreyen elleriyle saate doğru uzandı ve onu durdurmaya çalıştı. Ancak ne kadar uğraşsa da saat durmuyordu. Gölgeler artık iyice yaklaşmıştı, nefesini ensesinde hissetmeye başlamıştı.
O anda, Efe’nin aklına bir şey geldi. Saatin üzerindeki eski yazılara dikkatlice baktı. “Zamanı yalnızca geçmişe dönerek durdurabilirsin” yazıyordu. Efe, saatin üzerindeki eski kurma kolunu geri çevirmeye başladı. Kolu her çevirdiğinde gölgeler yavaşça geriye çekiliyordu, salon yeniden eski haline dönmeye başlıyordu. Tik tak sesleri yavaşladı, sarkacın hareketi durdu.
Sonunda Efe, saati tamamen geri çevirmeyi başardı. Bir anda tüm gölgeler kayboldu, salon eski, sessiz haline geri döndü. Saat, artık durmuştu. Efe, korku dolu bir nefes aldı ve hızla konağı terk etti.
Efe, bu ürkütücü deneyimden sonra antika merakını bir kenara bıraktı. Zaman Konağı’nın saati, onun için bir ders olmuştu: Her eski eşyanın ardında sadece toz değil, gizemli ve karanlık sırlar da yatabilirdi. O gece Efe, konağın kapılarının ardında sonsuza kadar saklı kalması gereken sırların ne kadar tehlikeli olabileceğini anlamıştı.