Kayıp Harflerin Sırrı

Küçük bir kasabada, Ahmet adında kitap okumayı çok seven bir çocuk yaşardı. Ahmet’in en büyük hayali, bir gün eski kitaplarla dolu gizemli bir kütüphaneyi keşfetmekti. Bir gün, kasabanın en yaşlı kişisi olan Hoca Efendi ona bir sır fısıldadı: “Bu kasabada gizli bir kitap var, ama onu bulmak için zekânı ve gözlemini kullanmalısın.”

Ahmet, Hoca Efendi’nin söylediklerinden cesaret alarak kasabadaki eski kütüphaneye gitmeye karar verdi. Kütüphaneye vardığında, raflar arasında dolaşırken eski, tozlu bir kitap gördü. Kitabın kapağında hiçbir başlık veya yazar adı yoktu. Sayfaları çevirdiğinde fark etti ki, her sayfadan birkaç harf eksikti! Ancak bazı harfler, gizli bir mesaj oluşturacak şekilde belirli bir sırayla seçilmişti.

Ahmet bu eksik harfleri not alarak bir mesaj oluşturmaya çalıştı. “A-B-C-D…” gibi harfleri sıraladığında, bir harf dizisinin gizli bir yerin yolunu işaret ettiğini fark etti. Mesajda “gizli oda” ve “çatı katı” gibi kelimeler beliriyordu. Ahmet, hemen kütüphanenin çatı katına çıkan merdivenleri aramaya başladı.

Çatı katına çıktığında, küçük bir kapı gördü. Kapıyı açtığında, içinde çok eski ve değerli kitapların bulunduğu bir oda buldu. Odanın ortasında ise bir masa vardı ve üzerinde bir not bırakılmıştı: “Bu kitapların sırrını bulan, bilgelik yoluna adım atmış demektir.” Ahmet, bu gizli odayı ve içindeki kitapları keşfetmenin verdiği heyecanla eve döndü.

O günden sonra, Ahmet her bulduğu kitaba farklı bir gözle baktı. Kitapların içinde saklı olan mesajları ve sırları çözmeye çalıştı, çünkü artık her kitabın bir dünyaya açılan kapı olabileceğini biliyordu.