Bilge Ağaç ve Üç Bilmece
Bu zeka geliştirici hikaye, Zeynep’in Bilge Ağaç’tan öğrendiği bilmeceleri çözerek bilgelik kazanma macerasını anlatıyor. Bilmece çözmenin ve düşünmenin önemini vurgulayan bu hikaye, çocuklara zeka ve öğrenmenin değerini hatırlatıyor.

Bir varmış, bir yokmuş… Küçük bir köyde yaşayan Zeynep adında meraklı bir çocuk varmış. Zeynep, köyün dışındaki ormanda bulunan devasa Bilge Ağaç hakkında duyduğu hikayelerle büyümüştü. Söylentiye göre Bilge Ağaç, zeka sorularıyla dolu üç bilmece sorar ve bunları doğru cevaplayabilen kişiye, büyük bir bilgelik verir, doğanın gizli sırlarını açarmış.
Bir gün, Zeynep cesaretini toplayarak Bilge Ağaç’ı bulmaya karar verdi. Ormana gidip ağacın yanına geldiğinde heyecanla sordu: “Bilge Ağaç, bana bilmecelerini sorar mısın?” Bilge Ağaç, yapraklarını hafifçe sallayarak ilk bilmecesini fısıldadı: “Her zaman yukarı çıkar, ama asla aşağı inmez. Nedir bu?” Zeynep biraz düşündü ve yanıtladı: “Yaş!”
Bilge Ağaç memnun bir şekilde, ikinci bilmecesini sordu: “Benim ne bedenim var, ne de ruhum; ne açım ne de susuzum. Ama sürekli büyür ve değişirim. Ben neyim?” Zeynep bir an düşündü, sonra gülümseyerek, “Bu gölge!” dedi. Bilge Ağaç, ikinci doğru yanıtı aldıktan sonra memnun bir şekilde üçüncü bilmecesini sordu.
Üçüncü ve son bilmece şöyleydi: “Bir kere çalınca hep çalar, ama kimse göremez. Nedir bu?” Zeynep uzun uzun düşündü ve sonra heyecanla “Bu kalp atışı olmalı!” diye yanıt verdi. Bilge Ağaç, Zeynep’in zekasından etkilenmiş ve ona ormanın sırlarını anlatmış.
O günden sonra, Zeynep Bilge Ağaç’tan öğrendiklerini köydeki çocuklara anlatmış ve köyde herkes onun zekasıyla gurur duymuş.