Eski Köprünün Sırrı

Bir zamanlar küçük bir köyde, kasabanın dışındaki ormanın derinliklerinde eski bir köprü vardı. Bu köprü, yıllardır kullanılmıyordu ve köydeki herkes, oranın lanetli olduğunu düşünürdü. Köprünün üzerinde dolaşan tuhaf sesler, geceleri etrafta yankılanır ve kimse o köprüye yaklaşmaya cesaret edemezdi. Köyde, köprünün altında kaybolanların bir daha geri dönmediği söylenirdi.

Köyde yaşayan genç bir adam olan Arda, bu söylentilere inanmazdı. Bir gece, arkadaşlarına köprünün yanına gidip cesaretlerini kanıtlayacaklarını söyledi. Arkadaşları bu fikre karşı çıksa da Arda kararlıydı. “Bunlar sadece eski masallar,” diyerek cesurca yola koyuldu. Arkadaşları da onu yalnız bırakmamak için peşinden gitmek zorunda kaldı.

Köprüye vardıklarında hava iyice kararmıştı. Ay ışığı, köprünün taşlarına ürkütücü bir parıltı veriyordu. Arda, gülümseyerek arkadaşlarına dönüp, “Gördünüz mü? Hiçbir şey yok,” dedi ve adımını köprüye attı. Ancak tam o anda, soğuk bir rüzgar esmeye başladı. Rüzgar, uğultulu bir şekilde köprü boyunca yankılandı ve etraflarında tuhaf fısıltılar duyulmaya başladı.

Arda bir an durakladı, ama pes etmeyip yürümeye devam etti. Köprünün ortasına geldiğinde, ayaklarının altındaki taşlar titremeye başladı. Arkadaşları geri çekilmek istese de Arda, “Korkacak bir şey yok,” diye bağırdı. Ancak o anda, köprünün altından gelen derin bir gürültü duyuldu. Sanki yerin altından bir şeyler kıpırdıyor gibiydi.

Aniden, köprünün taşları arasından soğuk bir sis yükseldi. Sis, etraflarını sardı ve görüş alanlarını tamamen kapladı. Arkadaşları panikle geri kaçmaya çalıştı, ama Arda, sanki bir şeyin onu aşağıya çektiğini hissetti. Ayaklarının altındaki taşlar çatırdamaya başladı ve köprünün altından gelen fısıltılar daha da yükseldi.

Arda, ne olduğunu anlamadan bir anda kendini köprünün altındaki karanlık bir boşluğa çekilirken buldu. Arkadaşları korkuyla kaçtı, ama Arda ortadan kaybolmuştu. Geriye sadece köprünün uğursuz fısıltıları kalmıştı.

Sabah olduğunda, köylüler Arda’yı aramaya çıktılar. Ancak köprüde ondan hiçbir iz bulamadılar. O günden sonra, köprüyle ilgili söylentiler daha da korkutucu bir hal aldı. Köyde herkes, köprünün altındaki karanlığın aslında bir kapı olduğunu ve o kapıdan geçenlerin bir daha geri dönmediğini anlatmaya başladı.

Köprü, şimdi daha da ürkütücü bir hale bürünmüştü. Fısıltılar hala duyuluyor ve kimse o köprüye yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Arda’nın kayboluşu, köprünün sırrını daha da derinleştirmişti. O günden sonra, köprüye adım atan hiç kimse geri dönmedi.