Laneti Bozmanın Yolu
Bu korku hikayesi, cesaretin korkuların üstesinden gelmedeki önemini anlatıyor. Defne’nin malikanedeki ruhu özgür bırakma yolculuğu, çocuklara korkularla yüzleşmenin gücünü gösteriyor.

Bir zamanlar, kasabanın kenarında terk edilmiş eski bir malikane varmış. Bu malikaneyle ilgili söylentiler çocukların dilden dile anlattığı bir korku hikayesine dönüşmüştü. Malikane, içinde yaşayan hiç kimseye huzur vermediği, geceleri garip seslerin duyulduğu ve ışıkların birden yanıp söndüğü bir yer olarak biliniyordu. Malikane hakkında konuşulanlara göre, burada yaşayan bir ruh, lanetli bir aynanın içine hapsolmuştu.
Bir gün, kasabanın cesur çocuğu Defne, arkadaşlarına malikaneye girmeye karar verdiğini söyledi. Kimse onun bu fikrine inanamadı, ama Defne kararını çoktan vermişti. Yanına küçük bir el feneri alarak akşam vakti malikaneye gitti. Kapıdan içeri adım attığında, loş ve sessiz bir ortamla karşılaştı. Defne’nin kalbi hızla atıyor ama geri adım atmıyordu.
Yukarı kattaki eski bir odadan sesler geliyordu. Defne, sesin geldiği yere doğru ilerledi. Odaya girdiğinde, tam karşısında eski bir ayna gördü. Aynanın içinden ürkütücü bir fısıltı duyuldu: “Beni özgür bırak…” Defne, aynaya yaklaştıkça aynadaki görüntü hareket etmeye başladı ve ona bir sembol çizmesi gerektiğini söyledi.
Küçük el fenerini eline alıp cebinden aldığı kalemi aynaya dokundurdu. Fısıltılar daha da belirginleşti ve Defne cesaretle sembolü çizmeye başladı. Çizim tamamlandığında aynadan bir ışık parladı ve aniden sessizlik çöktü. Ayna kırıldığında, ruhun özgür kaldığını hissetti ve Defne, hızla malikaneyi terk etti.
O günden sonra, malikaneden hiç ses duyulmadı. Defne kasabaya döndüğünde arkadaşlarına yaşadıklarını anlattı. Onlar ise onun cesaretine hayran kaldı ve hikaye, kasabada anlatılmaya devam etti.