Yıldızların Altındaki Kitap

Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan Can adında bir çocuk vardı. Can, uyumadan önce gökyüzündeki yıldızları izlemeyi çok severdi. Yıldızların parlaklığı ona her zaman huzur verir, hayal dünyasında yolculuklara çıkmasını sağlardı. Ancak bir gece, Can bir türlü uykuya dalamadı. Yıldızlar ne kadar parlak olursa olsun, zihni hep uyanıktı.

Tam o sırada, odasının penceresinden içeriye hafif bir esinti geldi. Esintiyle birlikte, gökyüzünden parlayan bir yıldız, Can’ın yanına kadar indi. Bu, yıldızların arasındaki en parlak yıldızlardan biriydi. Yıldız ona gülümsedi ve “Merhaba Can! Ben Rüya Yıldızı. Bu gece seni en tatlı rüyaların olduğu dünyaya götüreceğim,” dedi.

Can, yıldızın sözlerine şaşırdı ama aynı zamanda çok heyecanlandı. “Nasıl olacak bu?” diye sordu. Rüya Yıldızı ona elini uzattı. “Gözlerini kapat ve sadece bana güven,” dedi. Can, gözlerini kapattığında kendini bir anda bulutların arasında uçarken buldu. Rüya Yıldızı, onu gökyüzünde yıldızların arasında süzüyor, Can’a büyülü manzaralar gösteriyordu.

Uçarken, Can ve Rüya Yıldızı, yıldızlarla dolu bir gölün yanına geldiler. Gölde her bir yıldız, bir çocuğun tatlı rüyasını temsil ediyordu. Rüya Yıldızı, Can’a bir yıldız seçmesini söyledi. Can, en parlak yıldızı seçti ve yıldız ona doğru süzüldü. O anda, Can’ın içini huzur ve rahatlık kapladı. Bu yıldız, ona en tatlı rüyayı getirecekti.

“Bu senin rüyan,” dedi Rüya Yıldızı. “Artık gözlerini kapatabilirsin, çünkü en güzel rüyaların dünyasına adım atıyorsun.”

Can, gözlerini kapattı ve yavaşça uykuya daldı. O gece, rüyasında yıldızların üzerinde yürüdü, bulutların arasından süzüldü ve her adımında huzur buldu. Rüya Yıldızı ona eşlik etti, en tatlı rüyaların kapısını açtı.

Sabah uyandığında, Can kendini dinlenmiş ve mutlu hissetti. Artık her gece yatağına uzandığında Rüya Yıldızı’nın ona en güzel rüyaları getireceğini biliyordu. O günden sonra Can, her gece rahatça uykuya dalar ve tatlı rüyaların dünyasında huzurla dolaşırdı.