Yaşlı Saatçi ve Küçük Çırak

Bu klasik hikaye, bir ustanın, bilgisini ve zanaatini bir sonraki nesle aktarmasını ve çırağının zamanın değerini öğrenerek büyümesini anlatıyor. Sabır, emek ve bilgelik temaları üzerine kurulu bu hikaye, hayatın her anını anlamlı kılmanın önemini vurguluyor.

Bir zamanlar, küçük ve sakin bir kasabanın meydanında, eski bir saatçi dükkanı vardı. Bu dükkan, kasabanın en yaşlı ve bilge insanlarından biri olan Usta Ziya’ya aitti. Ziya Usta, kasaba halkının saatlerini tamir eder, eski saatleri yeniden hayata döndürürdü. Ancak yaşı ilerlediği için artık yardım edemeyecek kadar yorgundu. Bir gün, dükkanın kapısını küçük bir çocuk çaldı. Adı Ali’ydi ve saatlerle ilgileniyordu. Ziya Usta, Ali’nin bu merakını fark etti ve ona çırağı olmayı teklif etti.

Ali, Ziya Usta’nın yanında çalışmaya başladığında, saatlerin ne kadar karmaşık olduğunu fark etti. Saatler, dışarıdan basit birer araç gibi görünüyordu ama içleri sayısız dişli ve mekanizmayla doluydu. Usta Ziya, Ali’ye sadece saatleri tamir etmeyi değil, sabrı ve dikkatli olmayı da öğretti. Her saatin içinde bir hikaye saklıydı ve her biri, zamanın değerini simgeliyordu.

Bir gün, kasabanın en büyük saat kulesi bozuldu. Bu saat, kasabanın simgesiydi ve yıllardır hiç durmamıştı. Saat durduğunda, kasaba halkı panikledi. Herkes saatin tamir edilmesi için Usta Ziya’ya başvurdu. Ancak Ziya Usta, artık çok yaşlıydı ve bu büyük tamiri tek başına yapacak gücü yoktu. Ali’ye dönerek, “Artık sırası senin,” dedi. Ali, başta bu büyük sorumluluğu almaktan korktu, ama Ziya Usta’nın ona olan güvenini görünce cesaret buldu.

Ali, Ziya Usta’nın yıllardır ona öğrettiği her şeyi hatırlayarak saat kulesine çıktı. Saatin devasa dişlileri ve mekanizmaları karşısında ilk başta şaşkınlık yaşadı, ancak sabırla çalışmaya başladı. Her adımı dikkatle attı ve saat mekanizmasını yavaş yavaş tamir etti. Saat kulesinin son dişlisini yerine taktığında, kulenin tepesinden büyük bir “tik-tak” sesi yankılandı. Kasaba halkı, saatin yeniden çalıştığını duyduğunda büyük bir sevinç yaşadı.

Hikayeyi oku:  Eski Şatonun Penceresindeki Işık

Ali, Usta Ziya’nın ona öğrettiği her şeyin ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Zaman, sadece bir mekanizmanın işleyişi değildi; hayatın her anını değerli kılmak demekti. O günden sonra, Ali artık sadece bir çırak değil, kasabanın yeni saatçisi oldu. Usta Ziya, Ali’nin başarısını gördüğünde gururla gülümsedi ve saatin asla durmaması için doğru kişiyi bulduğunu anladı.

Hikaye Dede

Hikaye Dede, her yaştan dinleyiciye büyülü hikayeler anlatan bilge bir anlatıcı. Kısa ve uzun hikayeler, masallar ve edebi anılarla dolu bir dünyanın kapılarını açıyor. Hikayelerin gücüne inananlar için yeni maceralar ve unutulmaz anılar burada! Hikaye Dede ile büyülü bir yolculuğa katılmak için takipte kalın.

İlgili Hikayeler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu