Ormanın Gizli Yolu
Leyla, ormanın derinliklerinde kimsenin bilmediği gizemli bir yol keşfeder. Cesaretini toplayıp bu yolu takip eden Leyla, büyülü bir dünyaya adım atar. Bu keşif, ona yalnızca yeni bir dünya sunmaz, aynı zamanda kalbinin sesini dinlemenin önemini de öğretir.
Güneş batmak üzereyken küçük Leyla, dedesinin yanına koştu. Dedesi, köyün en bilge kişisiydi ve her akşam ona yeni hikayeler anlatırdı. Ancak bu akşam Leyla’nın içinde farklı bir merak vardı. Ormanın derinliklerinde bir yol gördüğünü söylüyordu ama kimse bu yolu bilmiyordu. Dedesi ona bu yolun, sadece cesaretli ve temiz kalpli çocuklar tarafından keşfedilebileceğini söyledi. Leyla, ertesi gün bu gizemli yola gitmeye karar verdi.
Sabah erkenden ormana doğru yola çıktı. Ağaçların arasında yürürken kuşların cıvıltısı ve yaprakların hışırtısı ona eşlik ediyordu. Bir süre sonra dedesinin bahsettiği yolu gördü; incecik bir patikaydı ve çevresi renkli çiçeklerle doluydu. Leyla, heyecanla bu patikayı takip etti. Yol, onu daha önce hiç görmediği büyülü bir yere götürüyordu.
Patika sonunda küçük bir gölete ulaştı. Göletin suyu öyle berraktı ki, Leyla suya bakarken kendisini bir masal dünyasında gibi hissetti. Göletin etrafında, minik yaratıklar uçuyordu. Birdenbire, göletin ortasında bir parıltı belirdi. Bu parıltıdan bir ses geldi: “Leyla, burası cesaretin ve keşfetme arzun sayesinde bulduğun bir yer. Burada sadece kalbinin sesini dinlersen doğru yolu bulabilirsin.”
Leyla, bu sözlerin anlamını tam kavrayamadan göletteki suyun üzerinde bir köprü oluştu. Kalbi hızla çarpıyordu ama korkmadı. Köprüden geçti ve kendini aniden dev ağaçların altında buldu. Bu ağaçlar, sanki ona bir şeyler fısıldıyordu. Leyla dikkatlice dinledi ve ağaçlardan birinin dibinde parlayan bir taş buldu. Bu taşın sihirli olduğunu hissetti.
Taşı eline aldığında, dedesinin sesini duydu: “Leyla, sen doğru yoldasın. Bu taş seni her zaman doğru yola götürecek. Cesaretin ve merakınla daha nice keşifler yapacaksın.” Leyla, gülümsedi ve taşla birlikte köyüne geri döndü. Bu yolculuk ona sadece ormanın sırlarını değil, aynı zamanda kendine inanmanın gücünü de öğretmişti.