Kralın Üç Bilge Oğlu
Bu klasik hikaye, bilgeliğin ve halkın refahına önem vermenin liderlik için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Kralın en küçük oğlunun halkına yaptığı yardım, çocuklara uzun vadeli düşünmenin ve başkalarının ihtiyaçlarına önem vermenin değerini gösteriyor.

Bir zamanlar, uzak bir diyarda bilgeliğiyle tanınan yaşlı bir kral yaşardı. Bu kralın üç oğlu vardı ve hepsi de ülkenin gelecekteki hükümdarı olmak için yarışıyordu. Kral, en bilge oğlunun tahtı devralmasını istiyordu ama kimi seçeceğini bilmiyordu. Bu yüzden oğullarını bilgeliklerini ve liderlik yeteneklerini sınamak için bir yolculuğa gönderdi.
Kral, her oğluna küçük birer altın kese verdi ve onları halkın arasına gönderdi. Görevleri, bu altınları en faydalı şekilde kullanarak ülkeye nasıl hizmet edeceklerini göstermeleriydi.
En büyük oğul, altınlarını değerli taşlar almak için harcadı. “Krallığımda en zengin kişi olmalıyım ki, insanlar bana saygı duysun,” diye düşündü. Dönüş yolunda halk ona hayranlıkla baktı ama kimse onun yaptığı harcamayı gerçekten anlamadı.
Ortanca oğul, altınlarını büyük bir şölende harcadı. Halkı bir araya getirmek ve onları mutlu etmek istiyordu. Şölen bittiğinde herkes eğlenmişti, ancak altınlar tükenmiş ve yalnızca kısa süreli bir sevinç bırakmıştı.
En küçük oğul ise köyleri dolaşarak halkın ihtiyaçlarını öğrendi. Altınlarıyla fakir köylüler için su kuyuları açtırdı, çocuklar için kitaplar aldı ve yaşlılar için sıcak yiyecekler sağladı. Bu sayede halk, sadece o gün değil, uzun süre boyunca fayda gördü.
Oğulları saraya geri döndüğünde kral, her birinin yaptıklarını dinledi. En küçük oğlunun halkına yaptığı kalıcı yardımları duyunca ona tahtı devretmeye karar verdi. “Gerçek bir lider, halkının refahını düşünen kişidir,” dedi. En küçük oğul, halkın sevgisiyle tahta çıktı ve ülkeye barış ve bolluk getirdi.