Gölgelerin Çağrısı
Bu korku hikayesi, Gölgeler Evi’nin lanetli sırrını keşfetmeye cesaret eden Mehmet’in yaşadığı ürpertici olayları anlatıyor. Eski evdeki karanlık gölgeler, Mehmet’e korkunun gerçek yüzünü gösterir. Hikaye, cesaret ve bilinmeyenle yüzleşmenin ne kadar zor olduğunu vurguluyor.
Bir zamanlar, köyün en ucunda, yıllardır kimsenin uğramadığı eski bir malikanenin bulunduğu bir yer vardı. Bu yer, köylüler arasında Gölgeler Evi olarak anılırdı. Köyde yaşayan herkes, o evin lanetli olduğuna inanır ve yaklaşmaya cesaret edemezdi. Anlatılanlara göre, evde yaşayan son kişi gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştu, o günden sonra ev terk edilmişti. Kimin kapısını çaldığı bilinmezdi, ama o evin içinden çıkan garip sesler duyulurdu.
Köyün gençlerinden biri olan Mehmet, bu korku hikayelerine inanmazdı. “Eski bir ev, nasıl korkutucu olabilir ki?” diye düşünürdü. Bir gün, arkadaşlarıyla cesaretini kanıtlamak için Gölgeler Evi’ne gitmeye karar verdi. Herkes onu bu fikrinden vazgeçirmeye çalıştıysa da, Mehmet kararlıydı. “Bu gece oraya gideceğim,” dedi. “Ve size hiçbir şey olmadığını kanıtlayacağım.”
Gece yarısı, Mehmet elinde bir fenerle Gölgeler Evi’ne doğru yola çıktı. Ev yaklaştıkça etrafı karanlık, sessiz ve ürkütücü bir hal aldı. Eski kapı, gıcırdayarak açıldı ve Mehmet içeri girdi. Evin içinde eski mobilyalar, tozla kaplı raflar ve örümcek ağları vardı. Mehmet yavaşça odaları dolaşmaya başladı, her adımında ayak sesleri boş odalarda yankılanıyordu. Her şey sessizdi… ta ki yukarıdan bir ses duyana kadar.
Mehmet başını kaldırdı ve üst katta bir hışırtı duydu. O an bir ürperti hissetti ama cesaretini topladı ve merdivenlere doğru ilerledi. Merdivenlerin her adımı gıcırdayarak yankılanıyordu. Yukarı çıktığında, karşısında eski bir aynanın bulunduğu küçük bir oda gördü. Aynaya baktığında, aynada kendi yansımasının dışında bir gölge fark etti. Gölgeler titriyor, sanki ona bir şeyler fısıldıyordu.
Mehmet yavaşça aynaya yaklaştı ve o an, gölgenin ona doğru yaklaştığını fark etti. Korkuyla geriye adım attı, ama gölge sanki ona bir şey söylemeye çalışıyordu: “Beni duyabiliyor musun?” Mehmet’in kalbi hızla atmaya başladı. O an, evin tüm kapıları bir anda çarptı, rüzgar odanın içinde dönmeye başladı. Fenerin ışığı titredi ve söndü.
Mehmet, nefesini tuttu, korkudan kımıldayamıyordu. Gölge ise yavaşça ona doğru yaklaşıyor, karanlık tüm odayı kaplıyordu. O anda Mehmet, koşarak evden dışarı fırladı ve hızla köye doğru koşmaya başladı. Arkasına bile bakmadan, Gölgeler Evi’ni geride bıraktı.
Ertesi gün, Mehmet köylülerin karşısına çıktığında, kimse ona ne yaşadığını sormadı. Herkes onun yüzündeki korkuyu gördü ve o evin bir sırra sahip olduğunu anladı. Gölgeler Evi, sadece bir efsane değildi.