Eski Şatonun Laneti
Bu korku hikayesi, eski bir şatoyu keşfeden genç bir çocuğun yaşadığı ürpertici macerayı anlatıyor. Cesaret, gizem ve karanlık sırların peşinde koşarken, Emir’in korkularını yenme çabası, çocuklara cesur olmanın önemini öğretiyor.
Bir zamanlar, kasabanın hemen dışında, terkedilmiş ve gizemli bir şato vardı. Kasaba halkı, bu şatonun lanetli olduğuna inanır, geceleri kimsenin oraya yaklaşmaması gerektiğini söylerdi. Ancak genç ve meraklı biri olan Emir, bu hikayelere inanmıyor, şatonun sırlarını çözmek istiyordu.
Bir gece, cesaretini toplayarak şatoya doğru yola çıktı. Fenerini yaktı ve gıcırdayan büyük kapıyı iterek içeriye adım attı. Şato karanlık ve soğuktu. Her adımı, yerlerin altında yankılanıyordu. Emir, uzun ve loş koridorlarda ilerlerken duvarlardaki eski tabloların ona baktığını hissediyordu.
Derinlere doğru indikçe eski bir kütüphane buldu. Raflar tozlu kitaplarla doluydu, ancak bir kitap diğerlerinden farklıydı. Altın işlemeli kapağıyla dikkat çeken bu kitabı eline aldı ve açtı. Tam o anda, kitap garip bir fısıltıyla Emir’e seslenmeye başladı: “Burası senin sonun olabilir, geri dön.”
Emir korkusuna rağmen devam etti. Kütüphanenin ötesinde büyük bir kapı daha buldu. Bu kapı, şatonun en gizemli odasına açılıyordu. Kapıyı araladığında karşısında eski bir şöminenin yandığını ve bir sandığın orada durduğunu gördü. Ancak sandığa yaklaşınca arkasında bir gölge beliriverdi. Bu, şatonun eski sahibinin ruhuydu.
Ruh, Emir’e yaklaşarak “Bu şatoda sonsuza dek hapis kaldım, ve burada kalan herkes benimle birlikte kalır,” dedi. Emir, hemen arkasını dönüp kaçmaya çalıştı, ancak kapılar kapanmış, çıkış yolu kapanmıştı. Ancak aklına eski bir efsane geldi; şatonun lanetinden kurtulmak için tek yol, cesurca ruhla yüzleşip onu özgür bırakmaktı.
Emir, ruhun karşısında cesurca durarak, “Seni özgür bırakmak için geldim, laneti bitirmek istiyorum,” dedi. Şatonun içinde bir anda rüzgar esmeye başladı ve gölgeler yok oldu. Şatonun laneti sona ermişti, ve Emir oradan sağ salim çıkmayı başarmıştı.
