Sabır ve Şükür Bahçesi
Hasan, zor zamanlarda babasından sabır ve şükrün önemini öğrenir. Kuruyan bir bahçeyi yeniden canlandırmak için sabırla bekler ve Allah’ın rahmetine şükreder. Bu hikaye, çocuklara sabretmenin ve şükretmenin gücünü ve Allah’a olan bağlılığın ne kadar önemli olduğunu anlatır.
Bir zamanlar, küçük bir köyde Hasan adında bir çocuk yaşardı. Hasan, ailesiyle birlikte köyün kenarındaki küçük bir çiftlikte büyüyordu. Ailesi, tarlalarında çalışarak geçimlerini sağlardı ve her zaman şükür dolu bir hayat sürerlerdi. Babası, her fırsatta Hasan’a sabrın ve şükrün ne kadar önemli olduğunu anlatırdı. “Sabır, insanın kalbindeki huzuru besler; şükür ise Allah’a olan bağlılığımızı güçlendirir,” derdi babası.
Bir gün, köyde büyük bir kuraklık başladı. Yağmurlar yağmaz oldu ve tarlalar kurudu. İnsanlar, ürünlerini yetiştiremeyince büyük bir sıkıntı içine düştüler. Hasan, bu duruma çok üzülüyordu. Ailesi, köydeki diğer insanlarla birlikte zor günler geçiriyordu. Hasan her gün gökyüzüne bakar, yağmurun yağmasını beklerdi. Ancak günler geçiyor, gökyüzü bir türlü bulutlanmıyordu.
Bir sabah, Hasan’ın babası, ona bir yolculuğa çıkmalarını teklif etti. “Gel oğlum,” dedi, “bugün sabrın ve şükrün gerçek anlamını öğrenmek için bir yere gideceğiz.” Hasan, babasının bu sözlerine anlam veremese de merakla onu takip etti.
Babasıyla birlikte köyün dışındaki eski bir bahçeye gittiler. Bu bahçe, köydeki kimsenin pek bilmediği, yıllardır terk edilmiş gibi görünen bir yerdi. Bahçeye vardıklarında, Hasan şaşkınlıkla etrafına baktı. Bahçede ne bir çiçek ne de bir bitki vardı, her yer kuruydu. Ancak babası ona bahçenin ortasında duran eski bir su kuyusunu gösterdi. “Bu kuyu, bir zamanlar bu bahçeyi besleyen suyu verirdi,” dedi babası. “Ama sabır ve şükür olmadığında, en bereketli bahçeler bile kurur.”
Hasan, babasının ne demek istediğini anlamaya çalışırken, babası devam etti: “Allah, bizlere sabretmemizi ve her durumda şükretmemizi öğretir. Tıpkı bu bahçe gibi, eğer sabır gösterir ve dualarımızı eksik etmezsek, en zor zamanlarda bile huzur buluruz. Allah’ın rahmeti mutlaka bize ulaşır.”
Hasan, babasının sözlerinden etkilenmişti. O gün, babasıyla birlikte bahçeye geri dönerek, kuruyan topraklara elleriyle su dökmeye başladılar. “Sabırlı ol oğlum,” dedi babası, “Allah, emeklerimizin karşılığını mutlaka verecektir.” Hasan, her gün bu bahçeye gelerek toprağı sulamaya, dua etmeye ve sabırla beklemeye devam etti. Her gün Allah’a şükrederek, bu bahçenin bir gün yeniden yeşilleneceğine inanıyordu.
Günler geçti, ve bir sabah Hasan bahçeye gittiğinde bir mucizeyle karşılaştı. Bahçedeki kuru toprakların arasından ilk yeşil filizler çıkmıştı. Hasan, bu manzara karşısında gözlerine inanamadı. O an, sabrın ve şükrün gücünü tüm kalbiyle hissetti. Allah’ın rahmeti, en beklenmedik anda bahçeye geri dönmüştü.
O günden sonra, Hasan ve babası bu bahçeyi “Sabır ve Şükür Bahçesi” olarak anmaya başladılar. Bahçe, köydeki insanlara Allah’a güvenmenin ve sabrın önemini hatırlatan bir sembol haline geldi. Hasan, her sabah bahçeye giderek Allah’a şükreder ve o bahçeyi yeşerten sabrın gücünü hatırlardı.