Eski Antikacının Sırrı
Bu gizem hikayesi, merak ve keşfetme arzusunun peşinden gitmenin önemini anlatıyor. Selim’in eski antikacının sırrını çözme yolculuğu, çocuklara merakla keşfetmenin büyüsünü gösteriyor.

Bir zamanlar, sakin bir kasabada, köşedeki eski antikacı dükkanı hakkında dedikodular dolaşırdı. Bu antikacının sahibi olan Bay Ethem, her zaman bir sır sakladığına dair söylentilerle tanınırdı. Dükkanın içi, eski kitaplar, solmuş resimler ve çeşitli antikalarla doluydu. Ancak en ilginç parça, dükkanın en arkasındaki kilitli dolapta saklanırdı. Kimse o dolabın içinde ne olduğunu bilmezdi; Bay Ethem de hiç kimseye anlatmazdı.
Bir gün, kasabaya yeni taşınan genç Selim, bu sırra ulaşmaya karar verdi. Dükkanı dolaşırken gözü o kilitli dolaba takıldı ve Bay Ethem’e, “Bu dolapta ne saklıyorsunuz?” diye sordu. Bay Ethem gülümseyerek, “Sadece sırları çözmeyi sevenler bu dolabın içindekileri görebilir,” dedi.
Selim, Bay Ethem’in söylediklerini anlamaya çalışarak dükkandan çıktı. Günlerce dükkanı ziyaret edip etrafa dikkatle baktı, bir ipucu aradı. Sonunda, dolabın altındaki eski bir kitabın kapağında minik bir anahtar buldu. Anahtarın dolaba ait olduğunu tahmin ederek onu aldı ve gizlice dolabın kilidini açtı.
Dolap açıldığında, içeride küçük bir ahşap kutu ve eski bir harita buldu. Harita, kasabanın yıllar önce gömülmüş olan eski zamanlardan kalma eşyaların yerini gösteriyordu. Selim, haritayı Bay Ethem’e geri getirdiğinde, Bay Ethem onun cesaretine hayran kaldı ve ona, “Bu sırra ulaşmayı hak ettin,” dedi.
O günden sonra Selim ve Bay Ethem, haritada işaretli yerleri keşfe çıktılar ve kasabanın geçmişine dair kaybolmuş hikayeleri ortaya çıkardılar. Böylece Selim, eski antikacının sırrını çözmekle kalmadı, aynı zamanda kasabanın tarihini de öğrenmiş oldu.