Karanlık Göletin Laneti
Bu korku hikayesi, karanlık bir göletin sırrını çözmeye çalışan bir gencin lanetli bir sırla yüzleşmesini anlatıyor. Kasaba halkının uyardığı tehlikeler, göründüğünden çok daha gerçek ve korkutucudur.
Küçük bir kasabanın yakınında, yıllardır kimsenin gitmeye cesaret edemediği bir gölet vardı. Kasaba halkı, bu göletin lanetli olduğunu ve orada karanlık bir sırrın saklı olduğunu anlatırdı. Geceleri göletin yüzeyinde tuhaf ışıklar görünür, kimse nereden geldiğini bilmezdi. Efsanelere göre, bu gölete bakan herkes, sonsuza kadar onun içine çekilirdi.
Genç bir adam olan Kerem, bu söylentilere inanmazdı. Onun için bu tür hikayeler, sadece korkutulmak istenen çocuklar için uydurulmuş masallardı. Bir gün, arkadaşlarıyla birlikte bu gölete gitmeye karar verdi. Karanlık çöktüğünde, fenerlerini alıp göletin yolunu tuttular.
Göletin kenarına geldiklerinde, havada tuhaf bir soğukluk hissettiler. Su o kadar durgundu ki, sanki hiç hareket etmiyormuş gibiydi. Arkadaşlarından biri suya taş atınca, taş suya değmeden kaybolmuştu. Herkes şaşkınlıkla suya baktı. Tam o anda, göletin yüzeyinde ürkütücü bir ışık belirdi. Işık, Kerem’i hipnotize etmiş gibiydi; adeta gözlerini ondan ayıramıyordu. Arkadaşları ona seslenip geri dönmek istedi, ama Kerem onları duymuyordu. Gözleri ışığın derinliğine kilitlenmişti.
Birden, göletin içinden tuhaf bir fısıltı yükseldi. Kerem, fısıltıların kendi adını söylediğini zannederek korkuyla geri adım attı. Ancak tam o anda suyun içinden uzun, ince bir el yükseldi ve Kerem’in bileğini kavradı. Arkadaşları panikle kaçarken, Kerem kendini karanlık suyun içine çekilirken buldu. Suyun derinliklerinde, yıllardır kaybolmuş olan insanların ruhları ona doğru fısıldıyor, onu sonsuz bir karanlığa davet ediyordu.
Göletin laneti gerçekti. Kerem, bir daha geri dönmedi. Kasaba halkı, ertesi sabah göletin kenarına geldiğinde Kerem’in sadece fenerini buldu. O günden sonra, kimse göletin yakınına gitmeye cesaret edemedi. Karanlık Gölet, bir kez daha kurbanını bulmuştu.
