Dostluk Adası’nın Sırrı
Bu arkadaşlık hikayesi, Defne ve Ege’nin, adadaki bir hazineyi ararken dostluklarının gerçek değerini keşfetmelerini anlatıyor. Hikaye, çocuklara arkadaşlığın değerini ve birlikte paylaşılan anların önemini gösteriyor.

Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan Defne ve Ege adında iki yakın arkadaş vardı. Her hafta sonu, kasabanın yakınlarındaki Dostluk Adası’na gitmeyi severlerdi. Ada, ormanın derinliklerine gizlenmiş küçük bir cennetti ve burada ikisi de huzur bulurdu. Adayı özel kılan ise, ormanda gizli bir hazinenin saklı olduğuna dair bir efsaneydi.
Bir gün, Defne ve Ege, bu efsaneyi keşfetmek için adaya gittiler. Ormanda yürürken bir harita buldular. Harita, adadaki bir ağacın altına işaret ediyordu. İkisi de heyecanla işaretli ağacı aramaya başladı. Haritada gösterilen yere ulaştıklarında, toprağı kazıp eski bir sandık buldular. Sandığın kapağını açtıklarında ise beklediklerinden farklı bir manzarayla karşılaştılar; sandıkta altınlar veya mücevherler yoktu. İçinde “Dostluk, en büyük hazinedir” yazan bir not ve iki küçük bileklik vardı.
Defne ve Ege, bu mesajı anlamıştı. Onlar için birlikte geçirdikleri zaman, adadaki keşifler ve arkadaşlıkları, altınlardan çok daha değerliydi. Bileklikleri takarak adadan ayrıldılar ve o günden sonra, Dostluk Adası onların en değerli sırrı olarak kaldı.