Ayışığı Rüyası
Melis, kaybolan ay ışığını geri getirmek için cesur bir yolculuğa çıkar. Bu huzur dolu uyku hikayesi, çocuklara ay ışığı ve tatlı rüyaların her zaman içlerinde olduğunu anlatıyor. Ay ışığı, en güzel rüyaları getirmek için her gece geri gelir.
Bir zamanlar, gökyüzünün en parlak ay ışığı altında sakin bir köyde yaşayan Melis adında küçük bir kız vardı. Melis, her gece ay ışığının altında uyumayı çok severdi. Ay ışığı, odasına huzur getirir ve onu en güzel rüyalara taşırdı. Ancak bir gece, ay ışığı aniden kayboldu. Melis yatağında dönüp durdu, çünkü ay ışığının olmadığı bu gecede bir türlü uyuyamıyordu.
Melis, gökyüzüne baktığında ayın bulutların ardında saklandığını gördü. “Ay ışığı neden kayboldu?” diye düşündü. O gece, Melis tatlı rüyalar göremediği için biraz üzgündü. Ama sabah olduğunda, ay ışığını geri getirmek için bir yolculuğa çıkmaya karar verdi.
Melis, köyün en yaşlı bilge kişisine, Ninem Hatun’a gitti. “Ay ışığı kayboldu, rüyalarım da onunla birlikte gitti. Ne yapmalıyım?” diye sordu. Ninem Hatun, Melis’e bilgece bir şekilde gülümsedi ve “Rüyalar, ay ışığına ihtiyaç duymaz. Onlar kalbinde saklı. Ama eğer ay ışığını bulmak istiyorsan, gökyüzündeki en yüksek tepeye gitmeli ve ayla konuşmalısın,” dedi.
Melis cesaretini topladı ve gökyüzüne en yakın olan Yıldız Tepesi’ne doğru yola koyuldu. Tepede, gökyüzü pırıl pırıldı. Melis, ay ışığını yeniden görmek için gözlerini kapattı ve içinden bir dilek tuttu. Tam o anda, bulutlar yavaşça dağıldı ve ay tekrar parlamaya başladı. Ay, ona gülümseyerek, “Küçük Melis, rüyaların her zaman seninle. Ben sadece onları aydınlatırım. Ama rüyalarının gerçek ışığı senin kalbindedir,” dedi.
Melis, ay ışığının yeniden parladığını görünce mutlu oldu. O gece, yatağına uzandığında ay ışığı yeniden odasına doldu ve ona en tatlı rüyaları getirdi. Melis artık biliyordu ki, ay ışığı kaybolsa bile rüyaları hep yanında olacaktı.
