Gölgedeki Ev
Bu korku hikayesi, terk edilmiş bir evdeki gizemi keşfetmeye çalışan bir gencin, evin karanlık sırlarıyla yüzleşmesini anlatıyor. Efsaneler ve gerçekler arasındaki ince çizgide dolaşan bu hikaye, karanlıkta saklı sırların peşinden gitmenin tehlikesini vurguluyor.
Kasabanın dışındaki ormanın derinliklerinde, yıllardır kimsenin uğramadığı eski bir ev vardı. Bu ev, kasaba halkı tarafından lanetli kabul ediliyor ve hakkında türlü hikayeler anlatılıyordu. Geceleri evin pencerelerinden tuhaf ışıkların sızdığı, oradan geçenlerin adeta bir fısıltı duyduğu söylenirdi. Kimse oraya gitmeye cesaret edemezdi, ta ki meraklı bir genç olan Emre bir gün bu evi keşfetmeye karar verene kadar.
Emre, efsanelere inanmazdı. Ona göre her şeyin mantıklı bir açıklaması vardı. Evin içinde saklı bir sır olmalıydı, belki de terk edilmiş bir hazinenin izlerini bulabilirdi. Bir akşamüstü, ormanın yolunu tuttu ve evin önüne geldiğinde ürkütücü bir sessizlikle karşılaştı. Evin pencereleri karanlıktı, çatı neredeyse çökmek üzereydi, ama Emre geri dönmedi. Kapıyı yavaşça açtığında içeriye karanlık bir hava doldu.
Ev, içeri girdiği anda Emre’yi içine çekmiş gibiydi. Adımları yankılanırken, her köşede çürümüş tahtalar ve örümcek ağları vardı. Ancak evin derinliklerinden gelen bir fısıltı Emre’nin dikkatini çekti. Fısıltı, sanki adını çağırıyordu. Bu sesin peşinden giden Emre, evin en arkasındaki küçük bir odaya ulaştı. Kapıyı açtığında odada eski bir aynayla karşılaştı. Aynanın yüzeyi tozla kaplıydı, ama altından sanki bir şeyler hareket ediyormuş gibi görünüyordu.
Emre aynanın tozunu sildiğinde, gözleri şaşkınlıkla açıldı. Aynada kendi yansıması yoktu; sadece başka bir dünyadan gelen bir karanlık görülüyordu. Bu dünyadan olmayan varlıklar, aynanın derinliklerinden ona bakıyordu. Aniden aynanın içinden çıkan bir gölge, Emre’nin arkasında belirdi. O an, evin gerçekten lanetli olduğunu anladı. Bu gölge, evin eski sahiplerinin ruhlarıydı ve evin içine giren herkesi sonsuza dek hapsediyorlardı.
Emre, aynadan uzaklaşmaya çalıştı, ama kapı kendi kendine kapandı. Evin fısıltıları şimdi kulaklarında çığlıklar gibi yankılanıyordu. Kaçış yolu yoktu; ev onu tamamen içine çekmişti. Gölgedeki ev, bir kez daha kurbanını bulmuştu.