Gizli Bahçe

Bir gün, küçük Sena ormanda yürüyüş yaparken, içinde ne olduğunu merak ettiği eski bir kapı buldu. Kapı, kalın ağaçlarla kaplı, büyüleyici bir şekilde gizlenmişti. Sena, kapıyı açmayı düşündü ama kapı o kadar ağırdı ki itmekte zorlandı. En sonunda, bir itişle kapı açıldı ve onun karşısında muhteşem bir bahçe belirdi.

Bahçeye girdiğinde, rengarenk çiçekler açmış, ağaçlar meyve doluydu. Kuşlar cıvıldıyor, kelebekler dans ediyordu. Sena, “Burası harika!” diye düşündü. Bahçenin ortasında bir gölet vardı ve gölette parıldayan su, güneş ışığında dans ediyordu.

Sena, göletin kenarına oturdu ve etrafındaki güzellikleri izlemeye başladı. Ancak, dikkatini çeken başka bir şey daha vardı. Göletin üzerinde bir yüzer ada vardı. Adanın ortasında, büyük bir ağaç ve altında eski bir masa vardı. Sena, “O adaya gitmeliyim!” diye karar verdi.

Sena, adaya ulaşmak için göletin etrafını dolaşarak, suyun üstünde taşlarla ilerlemeye başladı. Taşlar kaygan olduğu için dikkatli olmalıydı. Adanın ortasına geldiğinde, masanın üzerinde eski bir kitap buldu. Kitabın kapağında “Doğanın Sırları” yazıyordu.

Kitabı açtığında, içindeki resimler ve yazılar onu büyülemişti. Doğanın güzellikleri, hayvanlar ve bitkiler hakkında bilgilerle doluydu. Sena, kitabın her sayfasını merakla okudu. “Bunu herkese göstermeliyim!” diye düşündü.

O gün, Sena bahçeden ayrıldığında, içinde yeni bir sevgi ve anlayış vardı. Doğanın ne kadar güzel ve değerli olduğunu biliyordu. Eve döndüğünde, ailesine ve arkadaşlarına bahçeyi ve bulduğu kitabı anlattı. Herkes, Sena’nın macerasından etkilendi ve doğanın güzelliklerini daha fazla takdir etmeye başladılar.

Sena, her hafta o gizli bahçeye dönmeye karar verdi. Doğanın sırlarını öğrenmek ve paylaşmak için oraya gidip gelmeye başladı. Zamanla, bahçe sadece ona ait olmadı; komşu çocuklar da onunla gelmeye başladılar. Hep birlikte doğanın güzelliklerini keşfettikleri bu yer, onların dostluğunu daha da güçlendirdi.