Dostluk Feneri
Bu arkadaşlık hikayesi, Mert ve Elif’in kasabanın fenerini aydınlatarak dostluklarının gücünü nasıl gösterdiklerini anlatıyor. Birlikte zorlukların üstesinden gelmenin ve destek olmanın önemini vurgulayan bu hikaye, çocuklara dostluğun anlamını gösteriyor.

Bir zamanlar, sahil kasabasında yaşayan Mert ve Elif adında iki yakın arkadaş vardı. Her gün deniz kenarında vakit geçirir, kumlardan kale yapar ve denizde yüzerlerdi. Kasabanın büyük feneri de onların en sevdiği buluşma noktasıydı. Bir akşam, büyük bir fırtına kasabaya yaklaştı ve sahil tehlikeli hale geldi. Fenerin ışığı da sönmüş ve çevreyi karanlığa bürümüştü.
Mert ve Elif, fenerin yeniden aydınlanması gerektiğini fark etti. Elif, “Fener ışık saçmazsa, denizdeki tekneler yolunu bulamaz!” dedi. Bu nedenle ikisi birlikte fenerin tepesine çıkıp ışığı yeniden yakmaya karar verdi. Yolları karanlık ve rüzgârlıydı, ama birbirlerine destek oldular. Mert’in el feneriyle önlerini aydınlattılar ve Elif’in cesaretiyle yola devam ettiler.
Sonunda fenerin tepesine ulaştıklarında, lambayı yakmak için kalan son yağı kullanarak ışığı tekrar canlandırdılar. Fener ışığını yaymaya başlayınca, denizdeki tekneler de güvenle limana yöneldi. Mert ve Elif, birlikte yaptıkları bu cesaret dolu eylemin, dostluklarının ne kadar güçlü olduğunu onlara bir kez daha hatırlattı.
O günden sonra, kasaba halkı Mert ve Elif’in bu cesur davranışını unutmadı ve her fırtınalı gecede dostluklarının gücünü örnek aldılar. Mert ve Elif, dostluğun sadece güzel günlerde değil, zorluklarda da bir arada olmanın değeri olduğunu öğrendi.