Yitik Köyün Laneti
Bu korku hikayesi, Emre ve Derya’nın terk edilmiş bir köyde yaşadığı ürpertici olayları anlatıyor. Gerilim ve gizem dolu bu hikaye, çocuklara merakın bazen tehlikeli olabileceğini gösteriyor.

Bir zamanlar, kasabanın yakınlarındaki terk edilmiş bir köy hakkında korkutucu hikayeler anlatılırdı. Köy halkının bir gece aniden kaybolduğu ve oraya giden herkesin tuhaf şeyler yaşadığı söylenirdi. Merakına yenik düşen Emre ve Derya, bu gizemli köyü keşfetmeye karar verdi.
Gece yarısı, el fenerleriyle köye doğru yola çıktılar. Ay ışığı, terk edilmiş evlerin duvarlarına ürkütücü gölgeler düşürüyordu. Eski bir çeşmenin yanında durduklarında, çeşmeden hafif bir su damlaması sesi duydular. Ancak köyde hiç su yoktu; bu onları daha da ürküttü.
Emre, yıkık dökük bir evin penceresinden bakarken içeride eski bir günlük buldu. Günlükte köy halkının geceleri duydukları gizemli fısıltılardan ve görünmeyen varlıklardan bahsediliyordu. Sayfalar arasında dolaşırken birden pencere kendiliğinden kapandı ve içeriye soğuk bir hava dalgası girdi.
Derya, Emre’yi dışarı çağırdı ve günlükle birlikte köyün meydanına yöneldiler. Meydanda eski bir çan kulesi duruyordu. Tam çanı incelemeye başlamışlardı ki, çan aniden kendiliğinden çalmaya başladı. İki arkadaş korku içinde köyden kaçmaya karar verdi.
Eve döndüklerinde ikisi de yaşadıklarını kimseye anlatmadı. Ancak o geceden sonra, Emre’nin cebinde köyden aldığı küçük bir anahtar buldu ve o anahtar bir daha kaybolmadı. Yitik köyün laneti, onların peşini bırakmıyormuş gibi hissettirdikçe, ikisi de o köye bir daha asla geri dönmemeye yemin etti.