Lanetli Ormanın Sırrı
Bu korku hikayesi, genç Kerem’in Lanetli Orman’da yaşadığı ürpertici bir geceyi ve ormanın gizemini çözmek için verdiği cesur mücadelesini anlatıyor. Hikaye, cesaretin en büyük korkuları bile yenebileceğini ve sırların peşine düşerken her zaman dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor.

Bir zamanlar, köyden biraz uzakta, karanlık ve sık ağaçların çevrelediği Lanetli Orman olarak bilinen bir yer vardı. Bu ormana, ne köy halkı ne de gezginler girmeye cesaret edebilirdi. Ormanın içinde, yıllar önce kaybolmuş ruhların yaşadığı ve geceleri fısıltılar duyulduğu söylenirdi. Fakat bu hikayeler, genç bir çocuk olan Kerem’i korkutmuyordu. Onun merakı, korkusundan büyüktü. Ormandaki sırları çözmek istiyordu.
Bir gece, Kerem cesaretini toplayarak Lanetli Orman’a doğru yola koyuldu. Yanına sadece bir fener ve eski bir harita aldı. Köyün yaşlı bilgesi, ona ormanda eski bir kulübenin bulunduğunu söylemişti. Bu kulübenin içinde, ormanın lanetini çözebilecek bir ipucu olabilirdi.
Kerem, ormanın karanlık patikalarında ilerlerken ağaçların arasından gelen ince fısıltılar duymaya başladı. Rüzgar yaprakları sallıyor, sanki her an bir şey ona doğru atılacakmış gibi bir his veriyordu. Derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalıştı ve fenerini daha sıkı tuttu.
Bir süre sonra Kerem, karşısında terk edilmiş eski bir kulübe gördü. Kulübe, harap haldeydi ve kapısı hafifçe aralıktı. İçeri girdiğinde, duvarlara kazınmış garip semboller ve yerlere serpilmiş eski kitaplar buldu. Bir masanın üzerinde ise tozla kaplanmış bir aynanın durduğunu fark etti. Ayna, sanki ona doğru bakan bir göz gibi karanlık ve esrarengizdi.
Tam o anda, aynada bir gölge belirdi. Kerem, gözlerini kırpıştırarak baktı, fakat gölge gitmemişti. Aynadaki yansımasında başka bir yüz vardı! Bu yüz, uzun yıllar boyunca burada tutsak kalmış bir ruhun ifadesiydi. Gölge, sessizce fısıldamaya başladı: “Ormanın lanetini çözmek istiyorsan, en derin korkunla yüzleşmelisin.”
Kerem’in kalbi hızla çarpmaya başladı ama geri çekilmedi. Cesaretini toplayarak gölgeyle konuştu: “Lanetinizi nasıl çözebilirim?” Gölge, ona kulübenin altındaki gizli bir geçidi işaret etti. Kerem, yavaşça geçide doğru ilerledi ve aşağıya indi. Alt katta, mumlarla aydınlatılmış dar bir koridor buldu.
Koridorun sonunda, Kerem eski bir sandıkla karşılaştı. Sandığın üzerinde yazılar kazınmıştı: “Lanetin anahtarı, sadece cesur olanın ellerinde açılır.” Kerem sandığı açmak için ellerini uzattığında, kulaklarında uğultular yükseldi. Sandığın içinden, eski bir kolye çıkardı. Kolyeyi taktığı anda, etrafındaki fısıltılar durdu, ve gölgeler birer birer kayboldu. Ormanın laneti çözülmüş, ruhlar özgür kalmıştı.
Kerem, sabah olduğunda ormandan çıkarken, tüm köy onu hayranlıkla karşıladı. O günden sonra Lanetli Orman, sırlarını Kerem’le paylaşmış ve lanetini sona erdirmişti. Ama Kerem, bir daha ormana gitmeye hiç cesaret edemedi çünkü o gece yaşadıklarını asla unutamayacaktı.