Sihirli Fıskiye
Bu klasik hikaye, Prenses Elara’nın sihirli bir fıskiyenin gücünü keşfetmesini anlatıyor. Sevgi ve iyilikle dolu kalplerin dileklerini gerçekleştiren bu fıskiye, krallığı daha da güçlü hale getirir. Hikaye, gerçek sihrin kalpte yatan sevgi ve iyilik olduğunu vurguluyor.
Bir zamanlar, büyük ve ihtişamlı bir krallık vardı. Bu krallığın tam ortasında, güzel çiçeklerle çevrili bir meydan bulunurdu. Meydanın en dikkat çekici özelliği ise oradaki Sihirli Fıskiye idi. Efsaneye göre bu fıskiye, sadece gerçek sevgi ve iyilikle dolu olanların dileklerini gerçekleştiren büyülü bir su akıtırdı. Ancak fıskiyenin sırrını bilen çok az kişi vardı, çünkü kral, bu bilgiyi yalnızca ailesine saklamıştı.
Kralın kızı Prenses Elara, bu sihirli fıskiyeyi sık sık ziyaret ederdi. Elara, babasının aksine, halkını çok sever ve herkesin dileklerinin gerçekleşmesini isterdi. Ancak babası ona, “Fıskiyenin sihrini yalnızca hak edenler kullanmalı,” demişti. Elara ise, sihrin yalnızca kraliyet ailesine ait olmaması gerektiğine inanıyordu. Bir gün, bu sırrı paylaşmanın doğru olup olmadığını düşünmeye başladı.
Bir gün, Elara sarayın bahçesinde dolaşırken küçük bir çocuğun ağladığını fark etti. Çocuk, eski bir elbise giymiş, gözlerinde hüzün vardı. Elara, yanına gidip “Neden ağlıyorsun?” diye sordu. Çocuk, gözyaşlarını silerek, “Annem hasta ve ne yaparsam yapayım ona yardım edemiyorum,” dedi.
Prenses Elara’nın içi sevgiyle doldu. Küçük çocuğun bu samimi isteği, onun kalbinde derin bir etki bıraktı. “Gel,” dedi Elara, “Seni bir yere götüreceğim.” Çocuğu sihirli fıskiyenin bulunduğu meydana getirdi ve şöyle dedi: “Bu fıskiye, yalnızca iyilikle dolu olanların dileklerini gerçekleştirir. Gerçekten kalpten istediğin bir dileğin varsa, bu fıskiye sana yardım edebilir.”
Çocuk, gözlerinde yeniden umutla, fıskiyenin önünde eğildi ve sessizce dileğini diledi. Suyun üzerinde hafif bir parıltı belirdi. O an, çocuk bir şeylerin değiştiğini hissetti. Elara, suyun gücünü gördü ve içinden, “Umarım bu sihir sadece ona değil, herkese yardım eder,” diye düşündü.
Ertesi gün, çocuk annesiyle birlikte Elara’ya geldi. Annesi iyileşmişti ve çocuk, Elara’ya teşekkür etti. Elara, o an, fıskiyenin gücünün sadece kraliyet ailesine ait olmadığını anladı. Fıskiye, tüm kalbi temiz ve sevgi dolu olanlara yardım ediyordu.
O günden sonra, Elara fıskiyenin sırrını krallıkta duyurdu. Halk, fıskiyeyi sadece zor zamanlarında kullanmayı öğrendi. Krallık, sevgi ve iyilikle daha güçlü hale geldi, çünkü herkes biliyordu ki gerçek sihir, kalpten gelen sevgiydi.