Kayıp Günlük
Bu gizem hikayesi, Selin ve Can’ın kaybolmuş bir günlükle başlayan maceralarını ve dostluğun değerini keşfetmelerini anlatıyor. Hikaye, çocuklara birlikte keşfetmenin ve paylaşmanın önemini gösteriyor.

Bir sonbahar günü, genç bir kız olan Selin, kütüphanede eski kitaplar arasında dolaşırken tozlu bir günlük buldu. Günlük, yıllar önce burada yaşamış bir yazara aitti ve onun sırlarla dolu bir hayatı olduğunu anlatıyordu. Selin, bu günlüğü okumaya başladığında, yazarın yazdığı her kelimenin onu farklı bir dünyaya taşıdığını hissetti.
Günlükte, yazarın çocukken kaybolduğu bir ormanın derinliklerinde gizli bir hazineyi aradığı yazıyordu. Selin, bu gizemin peşine düşmeye karar verdi. Ertesi gün, en yakın arkadaşı Can’ı yanına alarak ormana gitmek için yola çıktılar.
Ormanda yürürken, Selin ve Can, günlüğün tarif ettiği gibi eski ağaçların ve sarmaşıkların arasında kaybolmuş bir patika buldular. Patikayı takip ettikçe, ormanın içindeki gizemli sesler duymaya başladılar. Ağaçların arasında fısıldayan rüzgar, onlara sanki bir şey anlatmak istiyormuş gibi geliyordu.
Bir süre sonra, Selin ve Can, bir arı kovanına rastladılar. Arılar, ormanın derinliklerinde bir şeyler yapıyor gibi görünüyordu. Selin, “Belki de bu arılar, yazara ait kaybolan hazineye giden yolu biliyordur,” dedi. Can, arıların peşine takılmayı önerdi. Arılar, onları yoğun ağaçların arasındaki gizli bir alana götürdü.
O alanda, devasa bir ağaç vardı ve gövdesinde derin bir yarık vardı. Selin, yazarı hatırlatarak, “Belki de yazar burada bir şey bırakmıştır,” dedi. Yarığı dikkatlice incelediklerinde, içeride parlayan bir nesne gördüler. Hemen içeriye girip, kaybolmuş günlüğün devamı olan eski bir sayfa buldular. Sayfada, “Gerçek hazine, dostluk ve paylaşımın değeridir,” yazıyordu.
Selin ve Can, yazarı bulmanın ve onun hikayesini yaşamanın ne kadar özel olduğunu anladılar. Kayıp günlük, onların dostluklarını daha da güçlendirmişti. Ormandan dönerken, ikisi de bu macerayı hiç unutmamak için kalplerinde sakladılar.