Kayıp Saatin Sırrı

Küçük bir kasaba olan Dumanlı Vadi’nin sakinleri, sıradan hayatlarını yaşıyorlardı. Kasaba, etrafı ormanlarla çevrili, sessiz ve sakin bir yerdi. Fakat bir gün, herkesin diline dolanan tuhaf bir olay meydana geldi. Kasabanın en yaşlı sakini olan Bay Remzi’nin antika saat koleksiyonu bir gecede kaybolmuştu!

Bay Remzi, kasabanın en sevilen kişilerinden biriydi. Küçük dükkanında antika eşyalar satar, herkese hoşsohbet ederdi. Ancak koleksiyonundaki bir saat, diğerlerinden çok daha özeldi. Bu saat, kasabaya ilk yerleşen büyükbabasından kalmış ve nesilden nesile aktarılmıştı. Saatin sihirli olduğu, zamanı geri alabildiği gibi söylentiler dolaşıyordu. Ancak kimse bunu doğrulayamamıştı.

Bir sabah Bay Remzi, dükkanının kapısını açtığında en değerli saatinin kaybolduğunu fark etti. Paniğe kapılarak hemen kasabanın genç dedektifi Can’ı çağırdı. Can, kasabanın en zeki gençlerinden biriydi ve bu tür gizemli olayları çözmede ustaydı. Hemen dükkanı incelemeye başladı.

İlk başta her şey sıradan görünüyordu, kapıda ya da pencerelerde bir zorlanma izi yoktu. Ancak Can, saatin bulunduğu vitrinin arkasındaki duvarda küçük bir çizik fark etti. Sanki bir şey ya da biri, vitrini açarken aceleyle bir hata yapmıştı. Can, kasabanın tarihini çok iyi biliyordu ve bu saatin gizemli güçlere sahip olduğu efsanesinin de farkındaydı. Bu yüzden bu olayı sıradan bir hırsızlık vakası olarak değerlendirmemeye karar verdi.

Biraz daha araştırdıktan sonra, Can ormana giden toprak yolda bir çift ayak izi buldu. Bu izler, kasabanın en eski yapılarından biri olan terkedilmiş değirmen yönüne gidiyordu. Can, içgüdülerine güvenerek izleri takip etti. Değirmene vardığında içeri girdi ve orada kasabanın başka bir sakini olan eski saat ustası Bay Nedim’i buldu.

Bay Nedim, kasabanın karanlık sırlarını bilen ve yıllar önce bu saat üzerinde çalışmış biriydi. Can, Bay Nedim’in yüzündeki suçluluk ifadesini hemen fark etti. Bay Nedim, sonunda konuştu: “O saat sıradan bir saat değil, Can. Zamanı kontrol edebilecek güçteydi. Bay Remzi onu asla tamir etmemem gerektiğini söylemişti ama… merakım galip geldi. Onu çaldım ve yeniden çalıştırmaya kalkıştım. Fakat saat bana karşı geldi, ve zaman kayboldu.”

Can, hemen saatini geri aldı ve Bay Remzi’ye getirdi. Saatin sırrı hâlâ çözülmemişti ama en azından gizem ortaya çıkmıştı. Kasaba, bu olaydan sonra saatin sihrine daha çok inanmaya başladı, ama kimse bir daha ona dokunmaya cesaret edemedi.