Rüya Yolculuğu

Bir gece, küçük bir kız olan Ayla, yatağında uzanıyordu. Gözlerini kapatıp uykuya dalarken, birden kendini farklı bir dünyada buldu. Rüyası, rengarenk çiçeklerin ve parlayan yıldızların olduğu muhteşem bir bahçeydi. Bahçede hafif bir melodi çalıyor, kuşlar cıvıldıyordu.

Ayla, bahçede yürümeye başladı. Hemen karşısında, parlak renkli bir kelebek belirdi. Kelebek, “Hoş geldin! Burası rüya dünyası. Burada hayallerini gerçekleştirebilirsin!” dedi. Ayla çok mutlu oldu. “Gerçekten mi? Ne yapmalıyım?” diye sordu.

Kelebek, “Gel, sana bu dünyayı göstereyim,” dedi ve uçmaya başladı. Ayla, kelebeğin peşinden gitti. Birçok harika yer keşfettiler. Rüya bahçesinin köşesinde, dev bir ağaç vardı. Ağacın dallarında renkli balonlar uçuyordu. Ayla, “Onlarla oynamak istiyorum!” dedi. Kelebek, “Hadi o zaman!” diye yanıtladı.

Ayla, ağaçtan bir balon aldı ve havaya fırlattı. Balonlar, gökyüzünde dans ederken, Ayla neşeyle gülümsemeye başladı. O an, rüya dünyasının ne kadar güzel olduğunu anladı. “Bu benim en güzel rüyam!” diye düşündü.

Bir süre sonra, Ayla, bahçede daha fazla şey keşfetmek istedi. Rüya yolculuğu sırasında, sevimli hayvanlarla da karşılaştı; tavşanlar, sincaplar ve renkli kuşlar. Her biri, ona arkadaşlık etti ve neşeli hikayeler anlattı. Ayla, orada olmak için çok mutlu hissediyordu.

Ama zaman ilerledikçe, Ayla yavaş yavaş uyanmaya başladı. Kelebek, “Rüyaların sona eriyor. Ama unutma, burası her zaman seninle,” dedi. Ayla, “Teşekkür ederim! Bu harika bir yolculuktu,” diye yanıtladı.

Gözlerini açtığında, Ayla, odasında olduğunu gördü. Yastığına gülümsedi ve bu güzel rüyayı asla unutmayacağını düşündü. Uyumadan önce hayallerine inanmanın önemini öğrendi ve her gece yeni bir rüya yolculuğuna çıkmayı dört gözle bekledi.