Lanetli Ormanın Sırrı
Bu korku dolu hikaye, Mert’in Lanetli Orman’daki karanlık sırları keşfetme macerasını anlatıyor. Ormanın derinliklerinde karşılaştığı gizemli ayna ve bilmece dolu tehlikeler, onun cesaretini ve zekasını sınar. Hikaye, okuyucuları ürkütücü bir maceraya sürüklüyor.
Bir zamanlar, köyün hemen dışında, kimsenin girmeye cesaret edemediği Lanetli Orman adında bir yer vardı. Köydeki yaşlılar, ormanın derinliklerinde karanlık güçlerin dolaştığını ve oraya girenlerin bir daha asla geri dönmediğini söylerdi. Köylüler, gece olunca ormana yaklaşmamaya dikkat eder, karanlık çöktüğünde evlerine çekilirlerdi. Ancak genç ve meraklı bir çocuk olan Mert, bu söylentilere inanmazdı. Ormanın neden lanetli olduğunu öğrenmeye kararlıydı.
Bir gece, Mert el fenerini aldı ve gizlice ormanın derinliklerine doğru yola çıktı. Ormanın girişinde rüzgar uğultuları ve tuhaf sesler duyuluyordu. Mert, bu seslere aldırmadan ormanın içine adım attı. Ağaçlar o kadar sık ve uzunlardı ki, gökyüzü tamamen kapanmıştı. Mert, derinlere doğru ilerledikçe, etrafındaki sessizlik ürkütücü bir hal almaya başladı.
Bir süre sonra, Mert büyük, yosunlarla kaplı eski bir evle karşılaştı. Bu evin, ormandaki gizemin kaynağı olduğuna inanarak içeri girmeye karar verdi. Kapıyı yavaşça açtığında, içeriden garip bir soğuk hava esti. Ev, yıllardır terk edilmiş gibi görünüyordu. Duvarlar çatlamış, yerler çürümüş tahtalarla kaplıydı. Ancak en dikkat çekici olan şey, odanın ortasında duran büyük bir ayna idi.
Bu aynanın önünde durduğunda, Mert aynada kendi yansımasının olmadığını fark etti. Bunun yerine, karanlık figürler hareket ediyordu. Mert korkuyla geri adım attı, ama gözlerini aynadan alamıyordu. Birdenbire aynanın içinden derin bir ses duyuldu: “Geri dönmek istiyorsan, sorularımı cevapla.” Aynadan gelen bu ses, Mert’in tüylerini ürpertmişti.
Ses, ona bir bilmece sordu: “Beni göremezsin ama her an seninle olurum. Zamanı durduramam ama her şeyi kaydederim. Ben neyim?” Mert düşündü, korkusuna rağmen bilmeceyi çözmeye çalıştı. Cevabı buldu: “Gölge.”
Ayna birdenbire karanlıkla doldu, ama Mert’in cevabını kabul etmişti. Ancak bir bilmece daha vardı: “Eğer beni kaybedersen, yolunu bulamazsın. Gündüz varım, gece yok olurum. Ben neyim?” Mert biraz daha düşündü ve cevabı verdi: “Işık.”
Bu cevaptan sonra, aynadaki figürler birer birer kaybolmaya başladı. Mert, aynanın lanetini çözmüştü. O an, aynanın kırılmadan önce ona son bir mesajı vardı: “Lanetli ormanın sırrını çözsen de, bu karanlık her zaman seninle olacak.” Mert, bu sözlerden sonra hızla evden dışarı çıktı ve köye geri döndü. Ancak ormandan çıktığı an bile, kalbinde hala bir ürperti hissediyordu.
Mert, bu lanetli ormanın sırlarını çözmüş, ama bununla birlikte karanlığın onu asla bırakmayacağını öğrenmişti. O günden sonra, Mert bir daha ormana gitmedi. Ancak ormanın sırrını çözdüğü o geceyi ve aynada gördüğü figürleri asla unutamadı. Artık köyde herkes, Lanetli Orman’ın sadece bir masal olmadığını, gerçek bir tehlike barındırdığını biliyordu.