Gece Yarısı Fısıldayan Orman
Bu korku hikayesi, Can’ın gece yarısı fısıldayan ormanda yaşadığı macerayı ve cesaretin korkuyu nasıl yendiğini anlatıyor. Hikaye, çocuklara cesaretin ve doğru yolu bulmanın önemini gösteriyor.

Bir zamanlar, kasabanın kenarında, herkesin korktuğu karanlık bir orman vardı. Bu ormana “Fısıldayan Orman” denirdi çünkü gece olunca ağaçların arasında fısıldayan sesler duyulurdu. Kasaba halkı, ormana girmeyi asla düşünmezdi; çünkü ormanın içindeki gizemli olayların pek çok efsanesi vardı.
Bir gece, cesur bir genç olan Can, ormanın içindeki sırları keşfetmek için karar verdi. Arkadaşları ona “Korkma, sakın gitme!” dediler, ama Can bu macerayı yaşamadan edemezdi. Gece yarısı, elinde bir fenerle ormanın karanlık derinliklerine adım attı.
Ormanın içine girdiğinde, fısıldayan seslerin kaynağını merak ederek ilerlemeye başladı. Ağaçların arasında gölgeler dans ediyor, ay ışığı sarmalayıcı bir atmosfer yaratıyordu. Bir süre yürüdükten sonra, aniden bir soğuk rüzgar esti ve fısıldayan sesler daha da belirgin hale geldi. Can, duyduğu seslerin “Geri dön!” ve “Burada kalma!” olduğunu işitti.
Korku dolu bir kalp atışıyla geri dönmeye karar verdi, fakat geri dönecek yolu bulmakta zorlandı. Ağaçlar sanki yer değiştiriyor ve yolları kapatıyordu. Tam umudunu kaybettiği sırada, fısıldayan seslerden biri daha yumuşak bir tonda konuştu: “Korkma, buradayız. Sadece cesaretinle ilerle.”
Can, bu cesaret dolu sesin onu yönlendirmesine güvenerek yola devam etti. Ses onu bir açıklığa götürdü. Orada, parlak bir ışık gördü. Işığa yaklaştığında, ormanın ruhlarıyla karşılaştı. Onlar, ormanın koruyucularıydı ve Can’ın cesaretini takdir ediyorlardı. Ormanın sırlarını öğrendikten sonra, ona geri dönmesi için bir yol gösterdiler.
Korkusunu yenerek geri dönen Can, kasabaya döndüğünde ormanın fısıldayan seslerinin aslında yardım istemek için olduğunu anladı. O günden sonra, ormanın koruyucusu oldu ve başkalarını da cesaretlendirdi.