Bilge Kaplumbağa ve Zekâ Bulmacası

Bir zamanlar, Bilge Kaplumbağa adında çok yaşlı ve çok zeki bir kaplumbağa vardı. Ormandaki hayvanlar ona her türlü soruyu sorar, tavsiyeler alırdı. Kaplumbağa her soruya cevap verirdi, ama bir şartı vardı: Her soruyu soran hayvan, önce bir bulmacayı çözmek zorundaydı.

Bir gün, genç bir sincap olan Kıpır, Bilge Kaplumbağa’yı ziyaret etti. “Bilge Kaplumbağa, çok merak ediyorum. Neden bazı ağaçlar diğerlerinden daha uzun?” diye sordu. Kaplumbağa, bir an düşündü ve sonra Kıpır’a dönerek, “Sana cevabını vereceğim, ama önce bir bulmacayı çözmen gerekiyor,” dedi.

Kıpır heyecanla kabul etti. Kaplumbağa, Kıpır’a bir taş, bir dal ve bir yaprak verdi. “Bu üç nesneyle bir kuşun nasıl uçabileceğini düşün. Zekânı kullanarak çözümü bulduğunda, sorunun cevabını alacaksın.”

Kıpır, taş, dal ve yaprağa uzun uzun baktı. İlk başta ne yapacağını bilemedi. Taş çok ağırdı, kuş onu taşıyamazdı. Dal büyük ve sertti, kuşun kanadı olamazdı. Yaprak ise hafifti, ama kuşu taşımak için yeterli değildi. Kıpır durup düşündü, ama cevabı bir türlü bulamadı. Sonra aklına bir fikir geldi: “Bu nesneler sadece birer ipucu olabilir. Asıl soru, kuşun nasıl uçtuğu, bu nesneler değil,” diye düşündü.

Kıpır, Bilge Kaplumbağa’nın yanına geri döndü. “Bu taş, dal ve yaprak bana kuşun nasıl uçtuğunu düşündürdü. Taşın ağırlığı yer çekimini hatırlatıyor, dal kuşun güçlü kanatlarını, yaprak ise hafifliğini simgeliyor. Yani kuş, yer çekimiyle başa çıkarak ve güçlü kanatlarını kullanarak uçar,” dedi.

Bilge Kaplumbağa gülümsedi. “Harika! Cevabı zekânla buldun. Şimdi soruna cevap vereyim: Ağaçlar, köklerinin gücüyle büyür. Bazıları daha derin kökler salar ve bu sayede daha uzun olurlar.”

Kıpır, sadece sorusunun cevabını almakla kalmadı, aynı zamanda bir bulmacayı çözmenin zevkini de tattı. Artık zekâsını geliştirecek daha fazla bulmaca çözmek için sabırsızlanıyordu.