Ay Işığının Sırrı

Bir zamanlar, küçük bir köyün kenarında yaşayan Ela adında bir kız vardı. Ela, geceleri bir türlü uykuya dalamazdı. Yatağına yattığında, gözlerini kapatır, ama bir süre sonra tekrar açardı. Çünkü gece boyunca penceresinden süzülen ay ışığı ona uyumadan önce bir şeyler fısıldıyormuş gibi gelirdi.

Bir gece, Ela tekrar uyuyamadığında, aya bakarak içinden, “Neden bana uyumamıza yardım etmiyorsun?” diye düşündü. Tam o anda, ay ışığı parlak bir ışık huzmesine dönüştü ve Ela’nın odasına süzüldü. Işık, Ela’nın karşısında bir şekil aldı. Bu, Ay Perisi Luma’ydı!

Luma gülümseyerek Ela’ya baktı. “Merhaba Ela, seni uzun zamandır izliyorum. Uyuyamadığını biliyorum. Ama sana ay ışığının sırrını öğretmek için geldim,” dedi. Ela hayretle gözlerini açtı. “Ay ışığının bir sırrı mı var?” diye sordu.

Luma, Ela’nın yatağının kenarına oturdu ve “Evet,” dedi. “Ay ışığı, aslında rüyalar diyarına açılan bir kapıdır. Eğer gözlerini kapatır ve kendini rüzgârın ve ayın melodisine bırakırsan, seni tatlı rüyalara götüreceğim.”

Ela, Luma’nın sözlerini dinleyerek gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. Luma, Ela’nın üzerinde yumuşak bir melodi mırıldandı. Melodi o kadar sakinleştirici ve huzur doluydu ki, Ela kendini rüzgârda sürüklenen bir yaprak gibi hafif hissetmeye başladı. Luma’nın melodisi onu rüyaların diyarına götürdü.

Rüyasında, Ela kendini bir çiçek tarlasında buldu. Etrafında birbirinden güzel çiçekler vardı ve her çiçek farklı bir melodiyle dans ediyordu. Ela bu melodilere eşlik ederek dans etmeye başladı. Rüyada zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, hafif ve mutlu bir şekilde dolandı durdu. Çiçekler ona şarkılar söyledi, rüzgâr saçlarını okşadı.

Sabah olduğunda, Ela gözlerini açtı ve kendini hiç olmadığı kadar dinlenmiş hissetti. Ay Perisi Luma’nın ona getirdiği huzurlu uyku sayesinde, artık her gece kolayca uyuyabileceğini biliyordu. O günden sonra, Ela uyumadan önce Luma’nın melodisini hatırlayarak, her gece tatlı rüyalara dalmaya başladı.