Ay Işığının Koruyucusu
Bu fantastik hikaye, doğaya saygının ve cesaretin önemini anlatıyor. Lale’nin Ay Işığının Koruyucusu’yla karşılaşması, çocuklara doğanın güzelliklerine ve sırlara saygı duymanın büyüsünü gösteriyor.

Bir zamanlar, yıldızlarla dolu gökyüzünün altında, Mavi Orman’ın derinliklerinde bir köy yaşarmış. Bu köy, geceleri ay ışığıyla aydınlanan ve sihirli yaratıkların gezindiği bir yer olarak bilinirmiş. Köylüler, her dolunay gecesi Ay Işığının Koruyucusu’nun göle yakın bir yerde belirdiğini söylerlermiş. Ay Işığının Koruyucusu, sadece çok cesur olanların görebileceği gizemli bir figürmüş.
Bir gece, köyde yaşayan genç ve meraklı Lale, Ay Işığının Koruyucusu’nu görmek için gizlice ormana gitmeye karar vermiş. Elinde küçük bir fenerle, ormanın derinliklerinde ilerlemiş. Ay ışığı ağaçların arasından süzülerek yolu aydınlatıyor, ona rehberlik ediyormuş. Lale ilerledikçe, çevresinde uçuşan parıltılı yaratıklar görmüş. Ormandaki ağaçlar, ay ışığı altında büyüleyici bir güzelliğe bürünmüş.
Sonunda, ormanın kalbindeki göle ulaşmış ve birden gölün ortasında beliren Ay Işığının Koruyucusu’nu görmüş. Koruyucu, ay ışığından yapılmış gibi görünen zarif bir varlıkmış ve yüzünde sakin bir gülümseme varmış. Lale, Koruyucu’ya doğru bir adım atarak ona saygıyla selam vermiş. Koruyucu, Lale’nin cesaretini ve saf kalbini fark etmiş ve ona ormanın sırlarını paylaşmayı teklif etmiş.
Koruyucu, gökyüzündeki yıldızların köyü her zaman koruduğunu, ancak köyün sakinlerinin de ormana ve doğaya aynı sevgiyle yaklaşmaları gerektiğini anlatmış. Lale, bu bilgiyi köy halkına götürmeye söz vererek Koruyucu’ya teşekkür etmiş. Koruyucu, ona ay ışığından bir bilezik hediye etmiş ve “Bu bilezik seni her zaman koruyacak,” demiş.
Lale köyüne döndüğünde, yaşadığı macerayı herkese anlatmış. O günden sonra, köydeki herkes doğaya ve ormana daha büyük bir saygıyla yaklaşmış. Lale ise her gece bileziğine bakarak Ay Işığının Koruyucusu’yla paylaştığı bu sırrı kalbinde taşımış.